1. Haberler
  2. Politika
  3. Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizin üç tarafı da Kürtlerle kaplı « İlke TV

Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizin üç tarafı da Kürtlerle kaplı « İlke TV

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İçinden geçtiğimiz sürecin oluşmasındaki en büyük etkenlerden biri olan bu başlıktaki gerçeklik, yeni dönemde özellikle aydınlara büyük ve hatta tarihi sorumluluk yüklüyor.

Maalesef bazı “aydınlar” hâlâ yeni şartlara ilişkin söylemlerine eski dogmalar üzerinden devam ederken, kimileri de zamanında insanlar Kürtçe konuştu diye tutuklandı, şu veya bu haksızlıklar yapıldı diyerek kendilerince günah çıkarıyorlar. İyi de, peki o zaman sen neredeydin, ne şekilde karşı çıktın o yaşananlara?
Susmayanların önünde saygıyla eğilerek, o günlerde susanların şimdi ahkâm kesmeleri her ne kadar trajikomik olsa da, geç olsun temiz olsun ve “video ne kadar güzel bir alet” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.

Bir başka akım da hâlâ bu iş sadece emperyalizmin bir oyunu söyleminde bozuk plak misali takılıp kalanlar.

Madem bu iş sadece emperyalizmin oyunuydu, planıydı, o zaman neden emperyalistler tam da yeni bir paylaşım savaşına tutuşmuşken sorun bitiyor?
Tabii ki o boyutu var ama kaynağı, dayanacak altyapısı olmayan hiçbir yerde kimse böylesi bir problemi bu boyutta çıkaramaz. Varsa sorun, kullanırlar o ayrı. Akıllı ol, kullandırtma.

Neymiş, Kürt sorunu diye bir şey yokmuş, emperyalistler terör sorunu yaratmış. Elli yıllık nakarat.
Bu süre zarfında on binlerce kişi eline silah alıp dağa gitti. Hadi 9999’u kandırıldı, 9999’u kaçırıldı, 9999’u da emperyalizmin oyununa geldi, peki içlerinden bir kişi yok muydu kendi iradesiyle giden, neredeyse bile bile ölüme? Hele bir gelsin anlatsın bakalım niye gitmiş, biz de anlamaya çalışalım ki bir daha tekrar etmesin yaşadıklarımız.
Aksi takdirde yaşananları sadece emperyalizmin oyunu olarak görmek çok pasif, edilgen bir duruş olur; dolayısıyla bizlere, Türkiye’ye yakışmaz.
O zaman, emperyalist güçler yarın yine aynı oyunu oynarlarsa ne olacak? Biz şimdi ne yapalım?
Emperyalistler aman bir daha oyun oynamasınlar diye dua mı edelim?
Yoksa hiç kimsenin, üzerinde hiçbir oyun kuramayacağı, yepyeni bir Türkiye yaratıp bölgede ve sonuçları itibarıyla belki de dünyada, senaryosunu kendimizin yazdığı oyunu mu oynayalım? Mesele bu.

Siyaset biliminde “positive spillover effects” denilen, pozitif taşma etkisi diye çevirebileceğimiz bir kavram vardır. Kabaca çevresel faktörleri kullanarak etki alanını genişletmeyi ifade eder. Uzatmayayım, Osmanlı İmparatorluğu’nun bu bölgedeki büyüme süreçlerinde Kürtlerle geliştirdikleri ilişkiler bir örnek sayılabilir.
İçinden geçtiğimiz, jeopolitik anlamda kartların yeniden dağıtıldığı şu dönemde, şartlar bizi bunun üzerinde düşünmeye zorluyor.

Bir de hâlâ, kendini beğenmiş bir halde, üst perdeden konuşarak, hâlâ “neymiş bu Kürt sorunu hele bir ANLATIN” diyen, ukala tavırlı aydın geçinenler yok mu…
ANLATAYIM; Kürt sorunu: Kürtlerin yaşadıkları ülkelerdeki tarihsel süreçlerde şekillenen şartlara bağlı olarak talep ettikleri, sosyo-kültürel ve siyasi haklara karşı, merkezî hükümetlerin, toprak bütünlükleri için bir tehdit olarak gördüklerinden dolayı, Kürtlerin bu taleplerine karşı gelmeleri sonucu ortaya çıkan ve bu hâliyle de BM’nin ulusların kendi kaderini tayin etme ilkesiyle (self determination), sınırların değişmezliği ilkeleri arasına sıkışmış, sonuç itibarıyla da bölgenin en önemli meselesine dönüşmüş sorunun adıdır.

Yine de böyle bir sorun yoktur diyenlere:
Elli yıldır… Ege Denizi meselesini konuşuyorsunuz, olay buraya geliyor. Karadeniz, Rusya, Ukrayna’yı konuşuyorsunuz, Akdeniz’i, Afrika’yı, kutupları hatta uzayı bile konuştuğunuzda iş dönüp dolaşıp Kürtlere geliyor. Ya Allah’tan korkun, olmayan şey bu kadar konuşulur mu? Bir de olsaymış, vay halimize!..

Hele bir de konuşmalarına “Kürtler bizim kardeşimiz” diye başlayanlar yok mu?
Ama cümlenin devamına bakın: “Kuzey Irak’ta yaptığımız hatayı tekrarlamayalım… aman Suriye’de büyük tehlike var, ademi merkeziyetçilik küspesi altında gizli hedefler… vb.”
Onlara:
Eğer gerçekten aydınsan ve dürüstsen, kimsenin aklıyla oynamadan şu soruyu cevap ver:
Sana ne diğer ülkelerdeki Kürtlerin elde edeceği haklardan?
Kürtlerin yaşadıkları ve ikinci büyük nüfusu oluşturdukları bu ülkelerde Türkmenlerin hak elde etmesine de karşı olur muydun?
Anlıyorum, diyorsun ki, orada Kürtlerin kültürel, siyasi kazanımları olursa, bu ilerde bize de yansır, bizim de aynı hakları vermemiz gerekebilir.
Ver o zaman, kardeş değil miyiz?
Kaldı ki Kürtlerin yaşadıkları ülkelerdeki şartları, o ülkelere bakışları, yaklaşımları çok farklılık göstermektedir.
Defalarca dile getirildiği gibi, Türkiye bir çekim merkezi olarak bölge Kürtleriyle kuracağı yapıcı ilişkilerle çok daha güçlenir. Hak vermek güçlendirir, asıl vermemek zayıflatır.

Çok karşılaşılan diğer sitemkâr soru da şu: Türkiye’de yaşayan diğer halklar (isim vermeyeceğim, hepsine saygımız sonsuz), neden bir şey talep etmez iken Kürtler ediyor?
O zaman size, ilk başta saçma gelebilecek ama biraz düşününce yukarıdaki söylemden daha saçma olmayan şu soruları sorayım:
1071’de Türkler Anadolu’ya kimlerle anlaşarak girdi?
1514’te Çaldıran Savaşı sonrası kimlerin yaşadığı topraklar Osmanlılar ve Safevilerin denetimi altına girdi?
Keza 1. Dünya Savaşı’ndan sonra kimlerin yaşadıkları topraklar 4 devletin egemenliği altına girdi…

12 Eylül’den sonra kimlerin köylülerine b.. yedirildi.
17 bin faili meçhuller kimlerdi…

Daha sayayım mı? Yok, saymayayım, bitmez bu yazı yoksa.

Sorunuzun cevabı, işte bütün bunlardan ve saymamın imkânsız olduğu daha binlerce nedenden dolayı olabilir mi?

Bir de “Kürtçe eğitim dili olacak kadar gelişmiş bir dil değildir” düşüncesinde olan ve bazen de bunu dile getirenlere tavsiyem:
Binlerce dilin yaşadığı bu dünyadaki en zengin 10 dil hangileridir, diye sorun bir zahmet Google’a.

Son söz olarak!

Ey bir takım “siyaset bilimciler”,
Ey bir takım “aydınlar”,
Ey bazı “siyasetçiler”!
Size nasıl anlatacağımızı artık biz de şaşırdık. Olmazsa şöyle deneyelim:
Vallahi, billahi, tallahi Kürtler Türkiye’yi bölmek istemiyorlar. (Bunu söylerken genel itibarıyla söylüyorum, yoksa tersi düşünen Kürtler de vardır tabii ama ona bakarsanız “bırakın Kürtler ayrılsın da kurtulalım” diyen Türkler de var. Yani istisnalar kaideyi bozmaz.)
Düşün yakasından Türkiye’nin de, Kürtlerin de.
Bırakın işimize bakalım.
İşimiz belli; Türk-Kürt ittifakıyla bölgede Kürtlerin sorunlarının çözümünde pozitif rol oynamak, bu şekilde de Türkiye’nin hem Doğu hem Batı istikametinde önünü açmak.
Türkiye’nin de, Kürtlerin de daha iyi seçenekleri yok.
Unutmayalım: “Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizin üç tarafı da Kürtlerle kaplı.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizin üç tarafı da Kürtlerle kaplı « İlke TV
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Dersim Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin