Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile başlayan süreç, 9 Temmuz’da kamuoyuna açıklanan yeni mesajla ivme kazandı. Bu açıklamanın ardından 30 PKK’l, 11 Temmuz’da Süleymaniye’de bulunan Casene Kanyonu bölgesinde düzenlenen törende silahlarını imha etti. Sürecin anayasal güvenceye kavuşturulması için Meclis’te komisyon kurulması çağrıları yapılırken, insan hakları savunucusu Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da önemli değerlendirmelerde bulundu.
‘Tören oldukça dikkat çekiciydi’
Törenin hazırlığına ve mesajlarına dikkat çeken Fincancı, “Barış ve demokratik toplum diyerek geldiler. Kadın-erkek eşitliği, sahneye inişleri, silahları yakmak için çevre dostu malzeme kullanmaları dikkat çekiciydi. Ayrıca silah envanterinin insan hakları örgütlerine teslim edilmesi simgesel açıdan çok önemliydi. Keşke sivil toplum da bu ciddiyette bir eşitlik ve görünürlük ortamı yaratabilseydi” dedi.
‘İnsan hakları savunucuları sorumluluk almalı’
Barış sürecinin takipçisi olunması gerektiğini vurgulayan Fincancı, “Demokratikleşme, özgürlük ve eşit yurttaşlık için insan hakları örgütlerine büyük sorumluluk düşüyor. Envanterin bize teslim edilmesi, aslında Türkiye’nin demokratikleşmesinin de bize teslim edilmesi anlamına gelir. Bu sorumluluğu üstlenmeliyiz” diye konuştu.
‘Yasal düzenleme şart’
Sürecin kalıcı hale gelmesi için yasal altyapının oluşturulması gerektiğini belirten Fincancı, “Demokrasinin toplumsallaşması için eşit yurttaşlık temelinde adımlar atılmalı. Cezaevindeki Kürt siyasetçilerin tahliyesi önündeki engeller kaldırılmalı, idare ve gözlem kurulları ile infaz savcılıkları yeniden düzenlenmeli. TMK gibi damgalayıcı yasalar ortadan kaldırılmalı” dedi.
‘Komisyonlarda halk ve STÖ’ler de yer almalı’
Meclis’te kurulması planlanan komisyonda toplumun doğrudan temsil edilmesi gerektiğini vurgulayan Fincancı, “Emek ve meslek örgütleri, insan hakları kurumları da komisyonda yer almalı. Nasıl ki silah envanteri teslim edildiyse, değişim envanterini de teslim alıp halk adına güvenceye kavuşturacak kurumlar olmalılar. Devletin seri adımlar atmasını sağlayacak mekanizmalar devreye sokulmalı” ifadelerini kullandı. (MA)