Kredi kartı, doğru ve bilinçli kullanıldığında ödeme kolaylığı sağlayan bir araç olsa da, plansız harcamalar ve yetersiz ödemeler nedeniyle zamanla ciddi bir borç sarmalına dönüşebiliyor. Uzmanlara göre en sık yapılan hata, dönem borcunun tamamı ödenmeyip yalnızca asgari tutarın yatırılması. Bu uygulama, bir sonraki aya devredilen borcun faiz yüküyle birlikte büyümesine yol açıyor. Örneğin, 1.000 TL’lik bir borcun yalnızca %20’si ödenirse, kalan kısım faizle birlikte katlanarak ilerleyen aylarda ödenmesi güç bir hale geliyor.
LİMİTİ DOLDURMA ALIŞKANLIĞI MALİ DENGEYİ BOZUYOR
Sürekli olarak kredi kartı limitini doldurmak da kullanıcıları zor durumda bırakıyor. Geliriyle orantısız harcama yapan kullanıcılar, ödeme günlerinde bütçesini dengelemekte zorlanıyor. Bu durum yalnızca borçların artmasına değil, aynı zamanda kişinin kredi notunun düşmesine de neden oluyor. Finansal geçmişteki bu olumsuz tablo, ileride yapılacak kredi başvurularında da ciddi engeller çıkarabiliyor.
KREDİ NOTU DÜŞTÜKÇE FAİZ ORANLARI YÜKSELİYOR
Borçların gecikmesi, kredi notunu doğrudan etkiliyor. Not düştükçe bankaların sunduğu faiz oranları yükseliyor, yeni borçlanma koşulları daha ağır hale geliyor. Böylece borçlanmak isteyen kişi, daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalıyor. Ayrıca, bu durum zamanla bireylerin ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor. Maddi çıkmazlar; stres, endişe ve motivasyon kaybına neden olabiliyor.
BORÇTAN KURTULMANIN YOLU DİSİPLİNLİ HARCAMADAN GEÇİYOR
Uzmanlar, kredi kartı kullanımında borçlanmadan kaçınmanın en etkili yolunun, kontrollü harcama alışkanlığı edinmek olduğunu belirtiyor. Harcamaların gelirle uyumlu olması, her ay dönem borcunun tamamının ödenmesi ve gereksiz alışverişlerden kaçınılması, kart kullanıcılarının uzun vadede finansal özgürlüklerini korumasına yardımcı oluyor. Kredi kartı bir ihtiyaç değil, doğru yönetildiğinde bir kolaylık aracıdır. Bu nedenle, her harcamanın farkında olarak yapılması, borç batağının önüne geçmenin temel adımını oluşturuyor.
Kaynak: Haber Merkezi