Tarım ve hayvancılık kenti olan Dersim’de bu yıl bal rekoltesi yüzde 60-70 oranında düştü. Girdi fiyatlarının artışı bal fiyatlarında da bir artışa etki etti. Ancak rekolte düşük olduğu için bal bulmak da güçleşti. Temmuz ayına kadar süren yağmurlar ve doğada önceki yılların rutinine uymayan mevsimsel değişimler, sadece tarımda değil arıcılık alanında da büyük bir verim düşüşüne neden oldu. Balın kilo fiyatının 350 lira olarak belirlendiği kentte, çok sayıda arıcı sadece düşük verim elde etmekle kalmadı aynı zamanda kendine yetecek balı bile toplayamayan kovanlardaki arılarını kaybetti. Dersimli arıcıların sorunlarını, Arıcılar Birliği Başkanı Kazım Doğan ile konuştuk. Geçtiğimiz gün şehre kaynağı belli olmayan bir kamyon balın geldiğini söyleyen Doğan “Kaynağı belli olmayan ürünler gıda sektörünün her alanında olduğu gibi bizim ürünlerimizi de tehdit ediyor” dedi.
“VERİM DÜŞÜK, PROLİN MİKTARI YÜKSEK”
Son yıllarda arıcılığın hem Dersim’e geri dönüş sebeplerinden biri olduğunu hem de bozulmamış doğası ve endemik bitki yoğunluğunun yüksek olması nedeniyle kentin en önemli geçim kaynakları arasında yerini aldığını aktaran Doğan “Son yılların en verimsiz bal üretimine tanık olduk Dersim’de bu sene. Yaptığımız testlere göre göre üretilen ballarda prolin miktarı önceki yılların çok üzerinde. Proteinlerin yapısını oluşturan 20 aminoasitten biri olan prolin, arının bala kattığı tek aminoasit olmasının yanı sıra kendi doğal ortamında bitkilerden nektar alan arının ürettiği bal ile şeker ve glikoz alarak beslenen arının ürettiği balı birbirinden ayırmak için de en önemli kriterlerden biri” diye konuştu.
ZORLUKLARLA BULUŞAN EMEK
Geçen hafta Dersim’e dışarıdan gelen ve kaynağı belli olmayan bir kamyon balın piyasa fiyatından daha ucuza ve etiketsiz olarak esnafa dağıtıldığını ve esnafların da buna teveccüh ettiğini söyleyen Doğan, “Bunu basın aracılığıyla kamuoyuna duyurduk. Dersim’de çabuk yankı buldu, tepkilere neden oldu” dedi. Dersim’de arıcıların üretimle var olmak istediklerini, üreten insanların şehrin en zor koşullarında yaşadığını çünkü bunların pek çok zorluktan geçerek emeklerini diğer insanlarla buluşturabildiklerini belirten Doğan, “Kaynağı belli olmayan ürünler gıda sektörünün her alanında olduğu gibi bizim ürünlerimizi de tehdit ediyor. Vahşi bir pazar var. Bazıları ürünün kaynağını belli etmeden, sadece insanların inancını kullanarak, ‘Bu, buranın ürünüdür, şuranın ürünüdür’ diye satıyorlar. Normalde pazarın bir etiket mantığı var. Hiçbir ürün etiketsiz satılamaz. Biz de bunun için bir altyapı çalışması yaptık. Üyelerimizin ürünlerini barkodlayan, etiketleyen bir çalışma yaptık” dedi.
“ÜRETMEYEN İNSANLAR BU ŞEHİRDE NE YAPABİLİR?”
Arı ürünleriyle ilgili olarak birlik olarak çeşitli girişimlerde bulunduklarını söyleyen Doğan, “Esnafımıza ve insanımıza da şöyle bir çağrı yapıyoruz; biz ürünün kaynağı ve içeriği hakkında bir güvence verebiliriz. Ürünlerimizi hem üretildiği yer hem de içerik analizleri yapılmış bir şekilde esnafımıza sunuyoruz. Kâr marjları meselesine de aynı şekilde yaklaşıyoruz. Bu şehirde esnaf olmanın dünya kadar zorluğu var. Belli dönemleri çok yoğun, belli dönemlerinde de kimse yok. Bu şehirde yaşam pahalı ve bu pahalılıktan özellikle üreticilerimizin mağdur edilmemesini istiyoruz. Çünkü her gün nüfus göç ediyor, her gün bu haberlerle uyanıyoruz. Buralarda kalmanın bir sebebi de üretmektir. Üretmeyen insanlar bu şehirde ne yapabilir, niye dursunlar” şeklinde konuştu.
Son olarak Doğan, 2015 yılında üreticinin balını almaya başladıklarını ve sonrasında Dersim’de ikamet etmeyen üreticilerin ballarını almamaya karar verdiklerini ifade etti.