Araştırmalar, agresif sürüş tarzının şehir içi yakıt tüketimini %40’a kadar artırabileceğini ortaya koyuyor. Trafik ışıklarında ani hızlanmalar, sert frenlemeler ya da yanlış vites kullanımı, motor performansından çok yakıt tüketimini olumsuz etkiliyor. Bu da benzinin önemli bir kısmının “acelecilik” ya da “öne geçme” dürtüsüyle israf edildiği anlamına geliyor.
UZUN SÜRE ISITILMAYA İHTİYAÇ DUYMUYORLAR
Bir diğer yanlış inanış da motoru uzun süre rölantide çalıştırarak ısıtmanın faydalı olduğu yönünde. Oysa günümüz motor teknolojisinde ısınma için 60 saniye yeterli oluyor. Fazla bekletilen motor, gereksiz yere yakıt tüketimine neden oluyor. Aynı şekilde, düşük lastik basıncı da yakıt harcamasını artıran bir başka detay. Örneğin, lastik basıncının önerilen değerin sadece 0,3 bar altında olması bile tüketimi %5 oranında yükseltebiliyor.
KLİMAYI NE ZAMAN AÇTIĞINIZ ÖNEMLİ
Düşük hızlarda açık camlarla gitmek yerine klimayı tercih etmek, motora daha az yük bindiriyor. Ancak 80 km/s ve üzeri hızlarda, camların açık olması aerodinamik direnci artırarak yakıt sarfiyatını yükseltiyor. Bu nedenle uzmanlar, seyir hızına göre klima ve cam kullanımı konusunda bilinçli olunmasını öneriyor.
BASİT ÖNLEMLER YAKIT TÜKETİMİNİ DÜŞÜRÜR
Uzmanlar, daha ekonomik bir sürüş için şu adımları öneriyor: kontrollü kalkış yapmak, motor frenini aktif kullanmak, uzun süreli duruşlarda kontağı kapatmak ve lastik basıncını düzenli kontrol etmek. Bu alışkanlıklar sadece yakıt masraflarını azaltmakla kalmıyor; aracın genel performansını ve ömrünü de olumlu etkiliyor.
Kaynak: Haber Merkezi