Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından Diyarbakır’da “Demokratik Toplum Yürüyüşü” düzenlendi. DEM Parti İl Örgütü önünde başlayan ve Kent Meydanı’nda son bulan yürüyüşe DBP Eş Genel Başkanları Keskin Bayındır ile Çiğdem Kılıçgün Uçar, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, DEM parti milletvekilleri, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
Yürüyüşün son bulduğu Kent Meydanı’nda toplanan kitleye seslenen DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, yeni çözüm sürecine ilişkin değerlendirmede bulundu.
‘Savaşın değil, barışın koşullarının mümkün olduğunu tartışabiliyoruz’
Önemli bir süreçten geçildiğini dile getiren Uçar, “Bu süreç yaşandığı aylar içerisinde belli testlerden geçirilmek istendi. Zorluklarla baş başa bırakılmak istendi. Kürt özgürlük hareketi belki de hiç kimsenin beklemediği adımlar atarak barışta sadece Türkiye’de de değil Ortadoğu’daki barışta ısrarının, emeğinin ve inancının ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. 27 Şubat’ta yapılan çağrı bütün Türkiye’de bir yankı buldu. Neyin yankısı? Özgür bir arada yaşayabileceğimizin umudunu artık tartışabiliyoruz. Savaşın değil, barışın koşullarının mümkün olduğunu tartışabiliyoruz ve bunun emeğinden de vazgeçmediğimizi, vazgeçmeyeceğimizi her yerde ifade ediyoruz” diye konuştu.
‘Bu mesele kurnazlıkla, enayilik anlatılamaz’
Uçar, konuşmasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik tavrına tepki gösterdi. Suriye’deki süreçte bir müzakere meselesi olduğunu aktaran Uçar, şunları söyledi:
“Şimdi Türkiye’de belli başlı konularda belli diyaloglar gelişmeye başlamışken ülkenin Dışişleri Bakanlığı Suriye’den çıkmıyor. Derdi ne? Kuzeydoğu Suriye. Bakın Kuzeydoğu Suriye’nin yıllarca tırnağıyla emek emek, ilmek ilmek ördüğü ortak yaşamı hedef haline getiriyor. Hakların bir arada yaşamasını hedef haline getiriyor. Bakın bir diplomatın ağzından çıkan cümleleri ifade ediyorum. Kurnazlık diyor, oyunbozanlık diyor, biz enayi değiliz diyor. Kuzeydoğu Suriye’de emek verenlerin hakkı için söylüyorum. Bu mesele kurnazlıkla anlatılamaz. Bu mesele enayilik anlatılamaz. Bu mesele müzakere meselesidir.”
‘Suriye demokratik güçlerinin biz Türkiye için tehdit değiliz açıklamalarına rağmen başka şeyler yapılmaya çalışılıyor’
“Bu ülke HTŞ ile sınır komşusu olmayı kabul ediyor Kürt halkının özgürlük mücadelesi veren, bunun emeğinden vazgeçmeyen Kürt halkıyla niye sınır komşusu olamıyor?” diyen Uçar, şöyle konuştu:
“İçeride iç barıştan bahsediyorsunuz. Rojava kimsenin test alanı değildir. Araya sınır koysanız da herkes çok iyi bilir. Kürt halkının kalbi dört parça Kürdistan’da aynı atar. Kürtler bugün bir güçtür. Neyin gücü ama? Demokrasinin gücü. Kürtler bugün bir güç. Neyin gücü? Özgürlüğün gücü. Kürtler bugün bir güç. Kadın özgürlük mücadelesini ‘jin jiyan azadi’ sloganıyla evrenselleştiren bir güç. Ama gelin görün ki sabah akşam Suriye demokratik güçlerinin biz Türkiye için tehdit değiliz açıklamalarına rağmen başka şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bakın, Mazlum Abdi diyor ki: “Biz demokratik entegrasyona hazırız. Bu müzakereyi yapacağı yer Şam’dır. Ankara değildir. Ama ısrarla Rojava’yı, ısrarla Kuzeydoğu demokratik güçlerine, Türkiye halklarına, Ortadoğu halklarına düşman gösterme çabası var. Kürt halkı hiçbir zaman yaşadığı coğrafyadaki halklara düşman olmadı. Tam tersine düşmanlık yapanların karşısında durdu. Düşmanlık yapanların elinden bütün kozları teker teker aldı. Açığa çıkan özgürlük, demokrasi ve ortak yaşam iradesi her birimizin savunacağı temel parametrelerden birisidir.” (ANKA)