Türkiye’de son yıllarda gelir dağılımındaki bozulma ve hayat pahalılığı nedeniyle vatandaşların büyük bir kısmı ekonomik olarak ağır bir mücadele veriyor. Yaklaşık 20 milyon kişi sosyal yardımlarla yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Nefes’in haberine göre, 2002 yılında açlık sınırı 369 TL civarındayken, 2025 Temmuz itibarıyla bu rakam 26 bin 413 TL’ye ulaştı. Aynı dönemde yoksulluk sınırı da 1.122 TL’den 86 bin 36 TL’ye kadar çıktı.
ALIM GÜCÜ GERİLEDİ
Geçmiş yıllarda asgari ücretle daha fazla temel ihtiyaç karşılanabilirken, bugün bu ücretle geçinmek giderek zorlaşıyor. 2002 yılında 184 TL olan asgari ücret, zamanla nominal olarak artsa da alım gücü açısından geride kaldı. Örneğin, 2002’de asgari ücretle 6.8 çeyrek altın alınabilirken, günümüzde bu sayı 3’e kadar düştü. Aynı zamanda, 1974’te kişi başına düşen gelirin yüzde 80’ine denk gelen brüt asgari ücret, 2024 yılında bu oranın yüzde 46.5’ine kadar geriledi.
Özellikle 2021’in sonlarından itibaren yükselen enflasyon, yapılan ücret artışlarının kısa sürede erimesine neden oldu. Günümüzde yaklaşık 8.5 milyon kişi, asgari ücret civarında ya da daha düşük gelirle yaşam mücadelesi veriyor. Özel sektörde çalışanların neredeyse yarısı, asgari ücret düzeyinde veya ona çok yakın maaşlar alıyor.
ÜCRET DENGESİZLİĞİ ARTIYOR
Araştırmalara göre, Türkiye’de çalışan kesimin büyük bir kısmı düşük ücret aralığında yer alıyor. İşçilerin yüzde 66’sı asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında maaşla çalışıyor. Asgari ücretin yarısından daha düşük ücret alan 1.6 milyon kişi bulunurken, yalnızca 1.3 milyon işçi asgari ücretin iki katından fazla maaş alabiliyor.
DÖVİZ YÜKSELİŞTE
Döviz kuru da geçen yıllarda önemli ölçüde arttı. 2002’de 1.5 TL olan dolar, 2025 yılı Ağustos ayı itibarıyla yaklaşık 40.85 TL’ye yükselerek, neredeyse 30 kat değer kazandı. Bu artış, ithal ürünler başta olmak üzere birçok kalemde fiyatların yükselmesine neden oldu.
Kaynak: Nefes