Temmuz 2025’te konut satışları, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,4 artış gösterdi. Yılın ilk yedi ayında da satışların yüksek seviyede seyrettiğini belirten Yeşilada, bu tablonun para politikasında yeterli sıkılığın sağlanamadığını gösterdiğini söyledi.
İç talebin güçlü kalmasının Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesini zorlaştırdığını vurgulayan ekonomist, konutun hâlâ güvenli bir yatırım olarak görülmesinin, devlete ve finans sistemine duyulan güvensizlikten kaynaklandığını dile getirdi. Yabancı yatırımcı ilgisinin azalması, nüfusun yaşlanması ve kalıcı yüksek faizlerin ise konutun değer artışı potansiyelini düşürdüğünü belirtti.
ENFLASYONLA MÜCADELE KOLAY OLMAYACAK
2026’da enflasyonun gerileyeceği yönündeki beklentilere temkinli yaklaşan Yeşilada, sert bir ekonomik yavaşlama olmadan kalıcı düşüşün mümkün olmadığını ifade etti. Ücret artışlarını sınırlamanın tek başına yeterli olmayacağını söyleyen Yeşilada, emlak vergisi ve rayiç bedellerde artışın bütçe açığını kapatmada etkili olabileceğini ancak bunun siyasi dirençle karşılaşabileceğini belirtti.
TAHVİL PİYASASINDA DURGUNLUK HAKİM
Tahvil piyasasında derin ancak yıkıcı olmayan bir durgunluk yaşandığını dile getiren Yeşilada, Hazine’nin yüksek borçlanma ihtiyacı, yabancı yatırımcı ilgisizliği ve bankaların isteksizliği nedeniyle faizlerin yüksek seyrettiğini, negatif getiri eğrisinin ise uzun vadeli tahvillere talebi zayıflattığını söyledi.
2026 ÇOK DAHA ZORLU OLACAK
Türk lirasının yapay olarak değerli tutulduğunu savunan Yeşilada, bu durumun en fazla bir yıl daha sürdürülebileceğini ifade etti. Kasım ve aralık aylarında turizm gelirlerindeki düşüşle döviz talebinin artacağını belirten ekonomist, gerekli yapısal adımlar atılmazsa 2026 kışının çok daha zorlu bir ekonomik tabloyla karşı karşıya kalınacağını öngördü.
Kaynak: Haber Merkezi