1. Haberler
  2. Politika
  3. Gören sanır ki İsviçre demokrasisinde yaşıyor « İlke TV

Gören sanır ki İsviçre demokrasisinde yaşıyor « İlke TV

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yeni Yaşam gazetesinden Nezahat Doğan’a konuşan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan ile gerçekleşen son görüşmeyi anlattı. Ömer Öcalan, İmralı’daki bayram görüşmesinde Abdullah Öcalan’ın Türkiye siyaseti, çözüm süreci, Kürt sorunu ve DEM Parti’ye yönelik kritik mesajlarını paylaştı.

27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ndan sonra PKK’nin çağrıya uyacağını açıklamasının ardından devlet ve hükümet tarafından bir somut adımlar atılmadı. Bir ayın ardından Abdullah Öcalan ile bayramda aile görüşü gerçekleşti. Ortadoğu’dan Türkiye’ye DEM Parti’ye, Erdoğan ve devlete kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulunan Abdullah Öcalan, bir taraftan çözüm tartışmalarının yürüdüğü ve sürecin başladığı dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyonlara ve Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına dair “demokrasi ve örgütlenme” vurgusu yaptı. Ömer Öcalan, İmralı dönüşünde sürecin hızlanabileceğini görüşmeler yapıldığını belirtirken, bugün de İmralı Heyeti saat 13:30’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Beştepe’de bir araya geliyor.

‘Rojava’da Newroz nasıldı, iyi geçti değil mi, İran nasıldı?’ sorusu

Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın kendisine “İstanbul’da yapılan 27 Şubat çağrısı ile ilgili “Uluslararası basın da çok takip etmiş değil mi?” diye sorduğunu belirterek “Ulusal ve uluslararası 300’e yakın medya kuruluşunun yakından takip ettiğini, Diyarbakır ve Van’da sinevizyonlar kurulduğunu ve ilk etapta bir duygusal atmosfer oluştuğunu aktardım” dedi.

DEM Parti MYK’nın halk buluşmalarını aktardığını belirten Ömer Öcalan “Daha sonra Newroz’la birlikte bu meselenin anlaşılmasının doruğa ulaştığını vurguladım. “Rojava’da Newroz nasıldı, iyi geçti değil mi, İran nasıldı?” diye sordu. İnsanların İstanbul, Diyarbakır, Van başta olmak üzere bölgenin tüm illerinde, Avrupa’da, Rojava’da, Suriye’de ve İran’da, Newroz’ların coşkuyla geçtiğini ve çağrının sahiplenildiğini aktardım” dedi.

‘Koşullar sağlanırsa kongreyi yönetebilirim’

Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın kongre ile ilgili fikirleri hakkında şunları söyledi:

“Koşullar sağlanırsa yönetilebilirim noktasında fikir belirtti. Güvenlik konusuna çok girmeyerek “Herkesin kendi güvenliğini kendisi alması gerekiyor,” dedi ve burasının Ortadoğu olduğunu belirterek “birileri garanti verse bile güvenlik ile ilgili ben kimseye garanti veremem,” diye belirtti. Güvenlik koşullarından bahsederken, tarihsel süreçlere de vurgu yaptı. 93’te bu zamanlarda ben Suriye’de de çağrı yaptım dedi ve o süreçte Turgut Özal’ın, Eşref Bitlis’in, Bahtiyar Aydın’ın yaşamını yitirdiğini vurgulayarak bu durumların ortaya çıktığını anlattı.”

‘Kürtlerin kurduğu sistemle eş güdümlü hareket edilmeli’

Abdullah Öcalan’ın Suriye ile ilgili fikirleri: “Suriye’deki merkezi hükümete çok tepkili olduğunu belirtebilirim. Nusayri Alevilerine yapılanları sert bir şekilde eleştiriyor. Kadınların, kızların, çocukların öldürülmesinin IŞID yöntemi bir katliam olduğunu söyledi. Bunun karşısında net bir tavır ortaya koydu. Dürzilerin de, Nusayri Alevilerin de bir sistem kurması gerektiğini ve bu sistemlerin Kürtlerin kurduğu sistemle eşgüdümlü bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirtti. Bu üç yapının da birbirleriyle ilişkili olarak kendilerini korumaya almaları gerektiğini söyledi.”

Gazetecilerle görüşme talebi: Hasan Cemal ve Cengiz Çandar

Ömer Öcalan’ın aktardığına göre, görüşmede Abdullah Öcalan, gazetecilerle görüşme talebini dile getirdi. Özellikle tecrübeli gazetecilerden Hasan Cemal ve Cengiz Çandar’ın isimlerini verdi. “Tecrübeli, yaşları çok ileri olan gazeteciler… Hasan Cemal, Cengiz Çandar şimdilik bunları söyleyeyim. Umarım genç gazetecileri de ileride çağırır” dedi.

Öcalan, gazeteciler kadar toplumun her kesiminden insanların da İmralı’ya gitmesi gerektiğini belirtti. “Toplumun her kesiminden insanların da gidip görüşmesi ve İmralı koşullarının iyileşmesi gerekiyor” diye ekledi.

‘Çalışma koşulları halen yok’

Öcalan’ın yüzyıllık bu problemin çözülmesi için ortaya büyük bir irade koyduğunu söyleyen Ömer Öcalan, “Ama halen orada çalışma koşullarının oluşturulmadığını da söyledi. Hatta kendisi orada bulunan diğer üç arkadaşıyla da istediği zaman bir araya gelemediğini belirtti ve eleştirdi” dedi.

‘Kürt tarafı net’

Öcalan’a KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu’nun açıklamaları soruldu. Karasu, çağrı yapıldıktan sonra umut hakkının tanınmadığını, devletin bu konuda hiçbir adım atmadığını vurgulamıştı.

Ömer Öcalan bu değerlendirmeyi şöyle açıkladı:

“Yetkililerin değerlendirmeleri elbette ki önemlidir. Çünkü muhataplık anlamında bir tarafta orasını teşkil ediyor. Şu an bu dönemin diyalog süreci olduğunu, birçok yapının sorumluluk alması gerektiğini söylüyoruz. Bu diyalog sürecinde 27 Şubat’ta yapılan çağrının bir noktaya evrilmesi için temas kuracağınız diğer bir muhataplık da PKK gerçekliğidir. Yani bir silah bırakma, fesih çağrısı yapılmıştır, Devlet de bunu olumlu karşılamıştır ancak aynı zamanda Sayın Öcalan’ın çalışma koşulları, Sayın Öcalan’ın bu noktada aktif katılma meselesi önemlidir. Yani kongreyi kim yürütecek, güvenlik koşulları ne olacak? Sayın Öcalan’ının çalışma koşulları ne olacak? Diyalog süreci diyoruz ya, Meclis’in bu süre zarfında sorumluluk alması gerekiyor. Ama ben yaşanan gelişmelere de negatif bakmıyorum, bunu da söyleyeyim.”

‘Meclis sorumluluk almalı, sivil toplum da’

Mustafa Karasu’nun vurguladığı gibi devletin samimiyetinin göstergelerinden birinin Meclis’in işletilip işletilmemesi olduğunu belirten Ömer Öcalan, bu konuda da net konuştu:

“Meclis’in bu noktada sorumluluk alması önemlidir. Çünkü toplumsal tüm kesimleri katmak gerekiyor. Diğer taraftan sadece yıllardır emek veren, bedel ödeyen kurumlar değil, tüm sivil toplumun da sürecin selameti açısından sorumluluk alması gerekiyor.”

‘Halk güveniyor’

Çağrıdan sonra yürütülen çalışmalarda eksiklik olup olmadığı sorusuna Öcalan şu yanıtı verdi:

“Kürtler dört elle sarılmış olarak bu sürece inanıyor, güveniyor. Ben bunu Başkan’a söyledim, ‘halkımız size ve yaptığınız çağrıya güveniyor, inanıyor. Ama devletle ilgili kuşku ve şüpheler var,’ diye. Bu kuşku ve şüphelerin sebepleri içinde 2015 sürecindeki, 2009’daki ve 93’teki yaşanmışlıklar var. Buna karşılık Sayın Öcalan, ‘Halk doğru noktadadır, bu konuda haklıdır ama ben de bu süreci yürütmekte kararlıyım’ dedi.”

Öcalan, 19 Mart hakkında ne düşünüyor?

Abdullah Öcalan görüşmede 19 Mart olayları ile ilgili şunları söyledi: “Eğer biz demokratik sistemi, demokratik cumhuriyeti oluşturabilirsek buradan herkes faydalanacak, onlar da faydalanacak. Hatta onları biz kurtaracağız. Biz demokratik zeminin güçlenmesi için çalışıyoruz. Demokraside de herkese fayda vardır ve bu sistem oluşursa bu sorunlar da ortadan kalkmış olur.”

DEM Parti’ye eleştiriler

Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın DEM Parti ile ilgili eleştirilerini şöyle aktardı: “DEM Parti’yle ilgili o üç blok meselesi üzerinde eleştirileri vardır. Başkan, çok konuşup az yapandan ziyade çok yapıp az konuşanı başkan esas alıyor. Yine Suriye ile ilgili eleştirileri var. Kürtler için “Tedbirli olmaları, tedbir almaları gerekiyor. Nusayri Alevilere yaptıklarının on katını size yaparlar. Orada geliştireceğiniz diplomatik ilişkilerde de kendinizi güvenceye almanız gerekiyor” vurguları vardı. Suriye ilgili Kürtlerin diplomatik ilişkilerini destekliyor ama bunu garanti altına almak gerekiyor değerlendirmelerini yaptı. Başkan hem ihtiyatlı hem tedbirli hem umutluydu.

53 yıllık bir mücadelenin 52 yıllık 72’den alıyor başkan. 52 -53 yıllık bir siyasi hayatının, 41 yıllık bir çatışma, şiddet zemininin demokratik ve siyasi zemininden bahsediyor. Bunun altyapısının da oluşturulması gerekir. Şu an bir silah bırakma, fesih süreci neye evrilecek, nasıl gidecek? Yüzlerce, binlerce yıllardır bu işin içinde olan insanlar ne olacak şimdi? Ama haklı olan boyut, yaşam koşulları, çalışma koşulları, imkanlar, talepler, bunların ileri gitmemesi. Bunlar sıkıntısıdır aslında eleştirilmesi gereken noktadır. Ama zaman meselesi. Başta devlette çağrı geldi bu işi bitirin dedi. Şimdi sıra yetkililer de.

‘İsviçre demokrasisinde yaşamıyoruz’

Nezahat Doğan’ın “Öcalan, devleti, hükümeti nasıl değerlendirdi?” sorusuna da yanıt veren Ömer Öcalan, “93 yılındaki tecrübeleri anlattı ‘kendi adamlarına buna yapanlar size ne yapmaz, İsviçre demokrasisinde yaşamıyorsunuz DEM parti bunu görmelidir’ dedi. 30- 40 dakika buna ilişkin değerlendirmeler yaptı” dedi. Şimdiye kadar ki siyasi çalışmaları da yeterli bulmadığını aktararak, “Başkan her defasında çalışmak gerektiğini; örgütlemek, örgütlü olmak gerektiğini vurguluyor” ifadelerini kullandı.

‘İlke TV’yi duyduğunu söyledi’

Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın basını yeteri kadar takip edip edemediğine ilişkin soruya şu şekilde yanıt verdi: “Önce Kürt medyasını ve nerede yayın yaptıkların sordu. Ben dışarda yapıyorlar dedim. Medya Haber ve Sterk Tv öncülüğündeki arkadaşların tamamının size selamı var dedim. “Çok selam söylersin, çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi. İLKE TV var demokrat kısmen liberal bir kanal diğer arkadaşların aileleri de söylemiş dedi “O nereden yayın yapıyor” diye sordu. Buradan yapıyor dedim. 8 tane ana kanal izlediğini belirtti. Müdüre sorduğumda da Halk Tv, Tele 1, NOW gibi muhalif kanalların izlenebildiğini öğrendim. Ancak Başkan’ın ne kadar izlediğini bilmiyorum, kanal ismi vermedi. “Modernite dergisi geliyor Haydar’a çok selam söylersin. Roma’da yanımda kaldı” dedi. “Jineoloji’nin belli sayıları geliyor” dedi. Herkese çalışmalarında başarılar diledi.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Gören sanır ki İsviçre demokrasisinde yaşıyor « İlke TV
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Dersim Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin