Abdullah Öcalan ve İmralı’daki hükümlüler Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş, Ramazan Bayramı dolayısıyla 31 Mart tarihinde aileleriyle görüşme gerçekleştirdi. Bu kapsamda görüşmede yer alan yeğeni ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
İmralı’ya gidiş koşullarını anlatan Ömer Öcalan, 3 hükümlünün 6 yıl sonra ilk ziyareti olduğunu hatırlatarak, “Onlar da duyguluydu. Onlar 6 yılı aşkın bir süredir görüşme yapmamışlardı” dedi.
‘Dışarı ile tek iletişim kaynağınız var ve 4 yıldır ekranının yarısı yok’
İmralı Cezaevi koşullarına da değinen Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan ile birlikte kalan hükümlünün ailesine televizyonun ekranının 4 yıldır bozuk olduğunu aktardığını belirtti: “Bu arkadaş yaptığı aile görüşmesinde bunu akrabasına aktarıyor. 4 yıldır gündemi yarım gözüken bir televizyon ile takip ettiğini söylüyor. 10 yıllık bir televizyon ve değişmesi gerekiyor.” “Dışarı ile tek iletişim kaynağınız var ve 4 yıldır ekranının yarısı yok” diyen Ömer Öcalan, “Koşullar var, hesaplarında yeterince para da var. Bunu tecridin ne denli olduğunu anlatmak açısından anlatıyorum” diye konuştu.
‘Ne kadar ilgi vardı?’ diye sordu
Ömer Öcalan 27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na ilişkin olarak Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye ilişkin, “27 Şubat çağrısı ile ilgili bize aktarımlarda bulundu. Bende çağrının yapıldığı salondaydım. Ulusal ve uluslararası basının yoğun ilgisini aktardım. ‘Ne kadar ilgi vardı?’ diye sordu. Ben 300 civarında ulusal ve uluslararası basının çağrıyı takip ettiğini, yoğun bir ilginin olduğunu aktardım.” şeklinde bilgi verdi. Ömer Öcalan şunları da söyledi:
“Bu çağrının Newroz ile güçlü bir şekilde sahiplenildiğini aktardık. Rojava ve Rojhilat’taki Newrozları sordu. Rojava’da Newrozların iyi geçtiğini anlattık. Rojhilat’ta ise Urmiye’de rekor katılım olmasının yanı sıra Azeriler üzerinden provokasyon çıkarılmaya çalışıldığını söyledik. “Azeriler bizim dostlarımızdır. İlişkilerimiz o dönemlerden beri vardı. Azeriler düşünce ve fikriyatımıza yakın insanlardır” dedi. Zaten çok gerilim alanına yer bırakılmadığını söyledik. 29 Mart’taki Frankfurt Newrozunun final olduğunu ve çok görkemli geçtiğini söyledik.”
Abdullah Öcalan’ın “Evet bizim çağrımız halkımız tarafından sahiplenildi. Bu konuda da Newroz’a katılan ve sahiplenen herkese selamlarımı iletiyorum. Newroz ve Ramazan bayramlarını kutluyorum” dediğini de aktaran Ömer Öcalan, “Biz BM, Almanya, Amerika, Rusya ve Çin’in Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na olumlu anlamda yanıt verdiğini, olumlu karşıladıklarını aktardık. Kendisi bu konuda da değerlendirmelerde bulundu” diye belirtti.
Alevilere yönelik katliama tepki, Şam iktidarına eleştiri
Suriye’deki Alevilere yönelik katliama ilişkin de Abdullah Öcalan’ın değerlendirmelerde bulunduğunu kaydeden Ömer Öcalan, şöyle devam etti:
“Bazı aktarımlarda bulunduk. Kendisi Rojava’ya hakim. Nusayri Alevilerin katledilmesine büyük bir öfke duyduğunu söyledi. ‘Bunu kabul etmiyoruz, böyle bir şey olamaz, Alevilere dönük katliamı doğru bulmuyoruz. Kaç kişi katledildi?”‘diye sordu. 2 binden fazla insanın katledildiğini söyledim. ‘Çoluk, çocuk, kadın… Önüne gelene kıyım yapıyorlar. Bu IŞİD’vari bir yöntemdir. Bunu kabul etmiyoruz. Nusayri Alevilerin hakkı, hukuku korunmalıdır. Dürzilerin hakkı ve hukuku korunmalıdır. Kürtlerin oluşturduğu sistemlere benzer sistemler oluşturabilirler. Birbirleri ile bağlantı kurabilirler ve bu IŞİD’vari yöntemleri kabul etmemeleri gerekiyor’ yönünde değerlendirmeleri oldu. Şuan Suriye’deki merkezi yönetimi eleştirdiğini de belirtebilirim.”
‘Umudum da vardır ve bunun için çalışıyorum’
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın sürece dair yorumlarını da şu şekilde aktardı:
“Bazı durumların konuşulduğunu buradan belirtebilirim. Görüşmemizin odak noktası bu oldu. PKK’nin durumunu, PKK’nin gerçekleştireceği kongreyi, yol yönteme dönük bazı konular değerlendirildi. Güvenlik konusu ile ilgili şunu belirtebilirim; güvenlik konusunda herkesin kendi güvenliğini alması gerektiğini belirtti. Lakin birçok eleştirisi olmasına rağmen, koşulların çok ileriye gitmemesine rağmen, Sayın Öcalan en sonunda ‘Ben umudumu koruyorum, bu süreci de sonuna kadar götüreceğim’ diyerek kararlılığını belirtti. Bazı ihtiyaç ve taleplerin karşılanmadığını biz görebildik. Sayın Öcalan bu süreci yönetmekte kararlı olduğunu, umutlu olduğunu, sonuca götürmek için elinden geleni yapacağını belirti. Sayın Öcalan’a ‘Halkın size inancı tam, sizin ortaya koyduğunuz çağrının arkasındadır, sizin düşüncelerinize, size inanıyorlar. Ama 2015 çözüm süreci sonunda, 2019 ve 1993 yıllarında yaşananlardan kaynaklı kuşku ve şüpheleri var’ diye aktardık.” Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın ise, “Halk haklıdır, doğru noktadadır, doğru düşünüyor. Ama ben bu süreci yürütmekte ve bu süreci sonuca götürmekte kararlıyım. Umudum da vardır ve bunun için çalışıyorum” dediğini belirtti.
DEM Parti ile ilgili öneri ve eleştirileri
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın DEM Parti’ye yönelik öneri ve eleştirilerini de anlattı:
“DEM Parti ile ilgili öneri ve eleştirileri vardı. İlk yaptığım görüşmede de Türkiye siyasal sisteminin üç blok üzerinde oluştuğunu söylemişti. Birinin kendini siyasal İslam referansı ile örgütlediğini, bir diğerinin ise kendisini batı ve sosyal demokratlık ile ifade ettiğini, diğerinin ise bizim temsil ettiğimiz DEM Parti öncülüğündeki siyaset olduğunu dile getirmişti. Bu üç yapının birbirine denk olduğuna vurgu yaptı. DEM Parti’nin oy oranını sordu, bende yüzde 13’te görülmekte olduğunu söyledim. “Nasıl yüzde 13, bu oranın yüzde 20’ye çıkması lazım. Potansiyel yüzde 20’nin üstüdür. Çalışmak lazım. Çalışmıyorsunuz. Konuşmaktan ziyade çalışmak lazım. Halk içinde örgütlenmek lazımdır. Bu partinin potansiyeli var. Konuşmaktan ziyade ev ev, sokak sokak örgütlenmek lazım. Ben çocukluktan beri örgütleniyorum. Benim bir tane namaz grubum vardı, okula giderken bir arkadaş grubum vardı. Bu noktada çalışmalısınız. Emek vermeniz gerek” diye belirti. Urfa ile ilgili sıçrama yapması gerektiğini söyledi. “Urfa’nın potansiyelinin yüzde 50 üzeri olduğunu, uygun politikalar ile geliştirilmesi gerekiyor. Bunun ile ilgili çalışmak gerek” dedi. Bu noktada eleştiri ve önerileri vardı. Halkçı bir şekilde örgütlenmek gerektiğini kaydetti.”
‘Türkiye halkları bu süreci sahiplenmelidir’
Herkesin bu sürece sahiplenmesi gerektiğini belirten Ömer Öcalan, “Yapılan görüşme bir aile görüşmesi kapsamında yapıldı. Heyetler var, süreci yönetenler var. Avukatların gitmesi gerek. akademisyenler, gazeteciler gitmeli. Bunu sizin aracılığınız ile vurgulamak istiyoruz. Türkiye’deki infaz kanunlarından, doğan haklarımızdan yararlanmak istiyoruz ve bu görüşmelerin devam etmesini talep ediyoruz. Bu görüşme bir aile görüşmesiydi. Böyle tanımlanması bizim için esaslı bir durumdur. Bu yürütülen süreci aşamalı değerlendiriyoruz. Önce bir temas, sonra konuşulması, tüm kamuoyunun buna destek vermesi gerekiyor. Kürtler barışa, demokrasiye dört el ile sarılmışlar. Onun için 8 Mart, 21 Mart ve 4 Nisan’da sahiplenme oldu. 4 Nisan’da birçok yerden insanlar Amara’ya akın etti. Bu çağrının sahiplenildiğini gösteriyor. İnsanlar kendini Amara’da görüyor. Türkiye halkları bu süreci sahiplenmelidir.” diye konuştu. (MA)